Meşgul insanlar için zaman uçuyor. On yıl geçmiş dünkü gibi hatırlıyorsunuz. Hayatımızın evreleri çocukları okulları evlenmeleri ihtiyaçları derken. Onları karşılamak için mücadele ederken bakıyorsun ki zaman uçmuş.
On sene önceki bir notu gördüğünde aa hatırladım diyorsunuz tarihine baktığınızda on yıl onbeş yıl olmuş. Eee insan ömrü ne kadar.gerçi ömürler uzadı diyorlar ne derse desinler. 5 defa 15 yıl geçerse bastonu eline alıyorsun.
Alıyorsun da hayat bu kadarmı .bu kadar kısamı.Okulda öğretmenimiz demişti.çocuklar çok hayal edin. Malesef hayallerinizin yüzde onu gerçekleşir.
ne kadar doğru demiş. yaşlandığını anladığında anlamadan yaşlandığını anlıyorsun.eğer hayallerinin yüzde onu gerçekleşirse sen çok şanslısın demektirde demişti.Ben bunu geç öğrendim herkes gibi.Bazı önem verdiğim hobilere zaman ayırırdım.Çocukların masrafları için çalıştığımdan onlara zaman ayıramamıştım diyorsun. Herşeye zaman yetmiyor. Zaten yarıya yakınıda uyku değilmi.
Madem hayat bu kadar kısa ise bunu kötülüklerle pisliklerle terörüslüklerle
harcamanın anlamı varmı. İnsanlara yardım etmenin insan olmanın tadına bakmak varken ben yazımı bu anlamda yazdığım bir şiirimle süslemek istiyorum.
Bir ömrün hikayesi
sabahtan öğleye anlamıyorsun
ikindiden sonra geçiyor zaman
,bakmışınki akşam olmuş
yatsıyla arası kısa bir zaman
ömrümüzde böyle değilmi
recep geldi geçti ramazan
kırka kadar koşturmadır gidiyor
iÅŸ aÅŸk para gayreti derken
sanki üçmuş bunca zaman
inanmak istemiyorsun önce
ömrün kısa olduğunu anlıyorsun ancak
rüyayı yaşıyorsun yaşadığımız her an rüya
saçlar boyanmaya başlayınca bu işi daha iyi anlıyorsun
günlerimiz böyle geçti
hepsi oldu dün
dülere yalvarsanda geri dönemiyorsun
durup inemiyorsun
yazılan senaryoyu
harfiyen oynuyorsun.
31.aÄŸustos 2014 raÅŸit eren