Bez toplarla oynardık. Yılını sorma namahrem yaşım çıkar ortaya, Mahalle arkadaşları buluşur. Şimdi olma ihtimali imkansız derecede mutlu olurduk. Tabi sanal değil ben bunu organik ve olmayan domatese benzetmiştim. Diğeri tatsız tuzsuz saman gibi ya.
O tahta okul çantalarını taşırken hiç yorulmazdık. Ne zaman plastikleri çıktı yük taşıdığımızı anladık.
İşte o günlerden bana uhte olan çocuklarıma oyuncak alacağım onları oyuncaklara gark edeceğim demiştim. Bunun için evin bir odasını oyuncakçı dükkanına çevirmiştim
Bir gün yine çok güzel otomatik benzeri olmayan bir oyuncak gördüm. Bunu almak istiyorum dedim. Abi dedi o sergi için satamam.-Kardeşim senle pazarlık yapmıyorum. Bu oyuncağı alacağım. Sen yine bul sergini yap. Neyse aldık. Eve zor gidiyorum oğlum nasıl karşılayacak diye.
Oyuncağı eline aldı çevirdi altını üstüne. Ben iliyorum saydım 4 te köşe oldum. Sonra oğlum o oyuncağı aldı duvara çarptı. Bunu niye anlattım.
Yoklukta yetişmek çok daha güzelmiş. Benim o aldığım duyguları tadamadı. Onu o hale ben getirdim.
Gerektiğinden fazla ilgi israftır. İnsanoğlu bunu layıkıyla algılayamıyor hala. Yükü faturası sana çıkıyor. Yığınla üzüntüler. Hadi bu günkide arabesk oldu. Bu kadar yeter.